12 Mart 2012 Pazartesi

Türk usulü yemek blogcusu olmak demek ...

          Okurken çok güldüğüm,gülmek istediğimde sık sık okuduğum bir yazı bu.Tecrübeli bir blogcu arkadaşımın kaleminden.

         Türk usulü yemek blogcusu olmak demek;

  • blogu ilk açtığında gözün kulağın sayaçta,kumanda panelinde olması demek.
  • kaç yıllık blogcu olsa bile kumanda panelinde yorum görünce sevindirik olmak demek.
  • iki çeşit adsız yorumlardan biri olan iyi olanının güzel,övgü dolu,tarifi deneyip beğendiğini ya da sessiz olarak,blog sahibi olmadan izlediğini yazan mesaja daha bir sevindirik olmak demek.
  • bir de ikinci çeşit adsız yorumlar var ki onlar bir türlü kendi ismi ile cesaret edemeyip,perde arkasından blogcunun canını sıkmak,üzmek,rencide etmek adına yapılan yorumlara iki katı kızmak kırılmak demek.
  • bu tarz yorumlara ilk başlarda aynı şiddette cevap verip sonra da blogcu arkadaşların desteği ile artık bu tarz korkakları (isimlerini bile yazamıyorlar ya cesaret edip) iplememek demektir.
  • eğer istese blog sahibi bu şahısların savcılığa şikayet yolu ile eninde sonunda bulunup hakim önüne çıkabileceği gerçeğinin de farkında olmak demektir.
  • olmadı uğraşmak istemediği halde de en büyük makamda hesap günü elbet hakkını alacağını bilerek,bakalım o zaman nasıl perde arkalarına gizleneceğini düşünerek Allah 'a şikayet etmek O'na havale etmek demektir.
  • yıllar geçtikçe artık yorumları şöyle bir okuyup geçmek artık eskisi gibi yorum yazanlara cevap vermemek demektir.hele çiçeği burnunda blogcuları görmezden gelmek,bir nevi büyümektir.
  • ev ahalisinin bir yediğini bir daha yememesidir.evde her gün değişik şeyler yemektir.bunun iki türlü sonucu vardır,biri muhteşem değişik şeyler yemektir,ikincisi kuru fasulye pilav klasiğini bile özlemektir.
  • aç kıta Afrika'ya ya da buzlar ülkesi kutuplara giden ,iş güç derdinde olan eşten kendisine hediye yemek kitabı,tencere,tabak ne varsa toplayıp getirmesini neler yediğini anlatmasını hatta tariflerini bile almış olmasını örneğin Afrika da yetişen dev jackfruit meyvesini valize tıkıştırıp getirmesini beklemektir.
  • gittiği yerlerde canına yarar yemek bulamayan eşin evde bin bahane bulduğu yemekleri çok özleyip tabakları silip süpürürken,aradın mı benim kötü yemeklerimi diye eşi paylamak demektir.
  • ev halkının belki de ömürlerinde asla gidemeyecekleri ülkelerin yemeklerini yiyebilmesi demektir.ör: kolombiya usulü tavuk
  • eskiden haşlaması,pilavın içindesi,kızartması derken birkaç çeşit tavuk yemeği bilirken şimdi her bir usulünü bile bildiği yüzlerce tarif sahibi olmaktır.
  • pişirilen roka yatağında Fransız usulü üzümlü beyaz sos eşliğinde balığa eleştiri yapma şurası şöyle olsa imiş deme cüretinde bulunan aile efradını ''bu böyle olur.sen ünlü 3 michelin yıldızlı Fransız aşçıdan daha mı iyi bileceksin 'diye bir lafla oturtmak demektir.
  • hane halkının sabah yataktan kalkarken çok şükür Allah ım yediğimiz madrid usulü narlı,yeşil soslu etten dünya değiştirmemişiz çok şükür diye dua etmesidir.
  • sabah birkuş sütü eksik kahvaltı sofrasını gören eşin Allah razı olsun bu blog işini çıkaranlardan diye dua edip resim çekme faslının bitiminin ardından sofraya gömülmesi demektir.
  • eşin artık eve gelince hanımı evde yoksa öyle istediği gibi izin almadan dolaptan tabakları çıkarıp dolmaları zeytinyğlıları tatlıları tırtıklayamaması demektir.neme lazım resmini çekmemiştir bir de.
  • eskiden çocukların kurabiye kavanozundan dilediğince kurabiye alma özgürlüğü varken artık ,anneciğim resmini çektin mi yiyebilir miyim sorularını duymak demektir.
  • eve gelen misafir sayınızın artması demektir -özellikle de blogunuzu duyduktan sonra- hatta artık akşama geleceklerse tüm gün hayallerini nefis pastalar su börekleri süsleyerek gün boyu hiç bişey yememeleri kendilerini davete saklamaları demektir.
  • yine eve gelen misafirleri eskiden bir kek,sarma,kurabiye pasta ile sepetleyebilirken artık ev sahibinden beklentilerin artması ve zaten 10 çeşit ve her seferinde değişik şeyler yapmazsa içinin rahat etmemesi demektir.
  • çat kapı gelen misafirlerin bile artık ev sahibinden sanki mutfakta pastane işletiyormuşçasına güzel,özenli,harikulade lezzetler beklemesi demektir.
  • blogda resimleri sıkı takip eden misafirlerin 'bak gördün mü Necmi ,Füsun hanımlara su böreği ikram etmişler,bizi hazır milföy böreğiyle ağırladılar,gör bak kıymetimizi '' diye kıskançlıklara girmek,kısmetine razı olmamaları demektir.
  • Blogu aile çevresinin de okuduğunu bilerek isim vermeden dahi yapılabilecek en küçük ima sezilebileceğinden özelinden asla bahsedememek,hep güler yüzlü,nazik olabilmek demektir.
  • kayınvalide ya da kötü eltinin :) blogda çkeiştirilememesi demektir:)
  • gün ışığı yakalamak adına tabak çanak bardakla balkonda,camın dibinde güzel resim yakalamak adına uğraşırken karşı komşuların 'deli mi bu kadın acaba' bakışlarına muhatap olmak demektir.
  • gece resim çekmek kabusuna vişne komposto bardağı elde karanlıkta pencereyi açıp bardağı havaya kaldırarak yahu bu kadın gene deli mi bakışları ile beraber ,blog sahibini kadeh kaldırıyor zannederek,karşıki apartmanın balkonundan size kadeh kaldırarak cevap verilmesi demektir.
  • mutfakta bir rafın resim çekmek üzere alınmış hepsi tek kalmış çoraplar gibi olan tek bardak,tek tabak,tek kadeh ile dolu olması demektir.
  • mutfakla ilgili yeni çıkan ürünleri anında alıp denemek demektir.
  • kabartma tozu,vanilya,kakao paketlerini sırf üstünde tarif var diye,evde zaten bir stok olmasına aldırmadan sepete atmak demektir.
  • yapıp yapıp yiyince kilo alıp arada sağlıklı beslenme,zayıflama işlerine hız vermek demektir.
  • dolmaları tabağa özenle dizip masaya getirdikten sonra resmini çekmeden kimsenin elini süremeyeceğini bilmesi,zaten annenin /eşin bu 1 numaralı ters bakışının anlamını zaten bilmek demektir ki bilmese de öğrenecektir zira o dolmalar dolapta bileolsa sayılıdır biri alınsa düzeni bozulur.
  • zaten bir tane alınsa bile bu dolmalar anlaşmalıdırlar hemen şikayet ediverirler düzeltmeye çalışınca hepten bozulurlar iyisi mi bir daha dokunmamak demektir.
  • evde sayısızca yemek kitabı ve dergisini bulunması demektir.
  • eskiden bolca kitap okuyabilirken artık internete takılıp kalınca hiç kitap okumamak demektir.
  • anne bilgisayar başındayken anne acıktım diyen çocuğa kalkıyorum az sonra diye diye 2 saat bekletmek (farkında olmadan) git dolaptan alıver bişeyler kocaman oldun deyivermektir.
  • eskiden eşe bilgisayar almayalım internet bağlatmayalım çocuklar ders çalışmaz sonra derken blog sahibi olunca çocukların elinden bilgisayarı neredeyse zorla almak,çocuklara bilgisayarı kaptırmamak demektir.
  • blog aracılığı ile dünyanın diğer ucundan dostlar edinmektir.
  • görmeden,kalpten kalbe köprüler kurmak demektir.
  • karşılıksız hediyeleşmek demektir.
  • bir blog arkadaşının üzüntüsünü de sevincini de kalbinde hissedebilmektir.
  • her gün sadece kağıtta yazan tariflerden 10 unu denese bile (bu tariflerin versiyonları hariç) ömrün yetmeyeceği kadar çok tarif biriktirmek demektir.
  • yeni tarif gördüğünde hemen kaydetme yazma ihtiyacı hissetmek tarif deliliği konusunda artık kayışı koparmak demektir.bir insan kaç tane sütlaç tarifine ihtiyaç duyar ki?
  • sanal alemde mimiklerin belirtilememesi sebebi ile bazen yanlış anlaşılmak demektir.
  • karşıki komşuyu tanımazken zaten Allah korusun başına bişey gelse ona duyurana kadar-zaten gelmez de- bloga yazdığı anda tüm yürekler tarafından sarılmak karşıki komşu ile arada km.ler varken blog komşularıyla daha yakın olmak demektir.
  • eğer elişi blogu ise evde bir odanın ya da dolabın bişey yaparım dursun kenarda diyerek bir sürü kıvır zıvır şeylerle dolması demektir.
  • eskiden /yeni evlendiğinde/ eşin tüm yemekleri hanıma yedirirken şimdi ona bişeycikler bırakmaması demektir.
  • fotoğraf makinesi çantaya koymak unutulmuşsa o gidilen kabul gününün,davet yemeğinin zehir olması demektir.
  • arada blogcu hastalığına tutulmak canın hiç bişey yapmak istememesi demektir.
  • fotoğraf makinesinin profesyonel olanından istiyorum ben diye ya eşin gönlünü yapmaya çalışmak ya da başının etini yemek demektir.
  • bir gün bilgisayardan uzak kalsa ertesi gün eve gelir gelmez bilgisayara sarılmak demektir.


şimdilik bu kadar:)))





evet sizce blogcu olmak ne demek?
    Bu yazıyı sevgili arife' nin sayfasından aldım..
    Biçok arkadaşımın bloğunda okudum.
    Bende bizi böyle güzel anlatan yazının olmasını istedim.

7 yorum:

  1. :))) Tabi ki dileyen herkes yayınlayabilir,gülmek istediğimde ben hep okuyorum:)

    YanıtlaSil
  2. Cok güzel dogrularda cok var yani cok hosuma gitdi .Hayirli aksamlar canim daha nice uzun blog aleminde hep birlikde geciririz issallah .

    YanıtlaSil
  3. sağol arifecim bende sıkıldığımda hep okuyup güleceğim:))

    YanıtlaSil
  4. kesinlikle gülcancım kim yazdıysa bizi en güzel ve doğru kelimelerle anlatmış
    inşallah uzun yıllar blog dünyasında bi arada oluruz
    bnu bende çok istiyorum

    YanıtlaSil
  5. Dur dur resmini çekeyim de öyle ye...... :-))

    YanıtlaSil
  6. Bayıldım, bsyıldım.
    Çok doğru gözlemlenip yazılmış olduğu bir gerçek.
    Sevgiler.

    YanıtlaSil

yorumlarınız için teşekkürler...
Yine beklerim:-)